Perşembe , Temmuz 17 2025

Maaşlar Eriyor, Yetersiz Sendika Susuyor, Hükümet Gereğini Yapmıyor

1- TÜİK 2025 Haziran ayı enflasyon verilerini açıkladı. Buna göre;

a) Haziran ayı enflasyonu;   %1,37

b) Yıllık enflasyon;%35.05

c) 2025 ilk altı aylık enflasyon %16,67

d) 2025 ilk altı aylık enflasyon farkı; %10,07

e) Temmuz-Aralık dönemi için maaş güncelleme oranı; %15,57

şeklinde gerçekleşti.

2- 2025 Haziran ayı ve ilk altı aylık enflasyon verileriyle birlikte;

a) Birinci altı aylık dönem enflasyonunun (%16,67); toplu sözleşmeyle ilk altı ay için yapılan %6’lık artıştan 2,5 kat yüksek olduğu

b) Birinci altı aylık dönem enflasyon farkının(%10.07); toplu sözleşmeyle ilk altı ay için yapılan %6’lık artıştan %67 yüksek olduğu,

c) Birinci altı aylık dönemdeki enflasyon farkının(%10.07); toplu sözleşmede ikinci altı ay belirlenen artış oranının (%5) iki katından fazla olduğu,

d) 7.Dönem Toplu Sözleşme döneminde,  kamu görevlilerinin enflasyona dayalı olarak her ay maaş, her altı aylık dönem sonunda gelir kaybı yaşadığı,

e) İlave artış ve refah payı eklenmedikçe kamu görevlilerinin maaşlarının enflasyona yenilmeye ve erimeye devam edeceği,

f) Kamu görevlisi emekli maaşlarına ilave artış yansıtılmadığı sürece, kamu görevlisi emeklilerinin geçim zorluğu ve refah yokluğu konumundan kurtulamayacağı,

g) Yetkili konfederasyon ile yetkili sendikanın, -enflasyon verilerinin açıklandığı gün sosyal medya paylaşımı yapmakla yetinip- kamu görevlilerinin maaş kayıplarını sona erdirmek ve telafi etmek noktasında somut adım atmaya niyetli olmadığı

ortaya çıkmıştır.

3-  Enflasyon farkını kazanım gören, kamu görevlilerinin geçim sıkıntısını görmeyen; toplu pazarlıkta refah payı için direnmeyen fakat kamu görevlilerinden dayanışma aidatı almak için destek dilenen; bütün kamu görevlilerinin maaş ve ücretlerini enflasyona karşı korumak yerine kısıtlı sayıdaki kamu görevlisinin yararlandığı koruyucu giyim yardımı kaynaklı zimmet riskini sona erdirecek düzenlemeyi “sendikal başarı” göstermeye yeltenen; “yetkili konfederasyon olarak zam alamadık” bilgisini paylaşmak yerine “taraflı hakem zam vermedi” algısına yaslanmak tercihinde bulunan  “yetkili sıfatının israfçısı” aciz konfederasyonun ve sendikaların devri bitmeden, kamu görevlilerinin maaş ve ücretlere ilişkin derdi bitmez.  7.Dönem Toplu Sözleşme sürecini “kayıplar evresi” olarak yaşatan konfederasyonun ve sendikanın, 8. Dönem Toplu Sözleme sürecini “kazanımlar devresi” olarak yaşatabilme yeteneği de yeterliliği de yoktur. Kamu görevlilerinin enflasyon kaybından kurtulması, yetersiz ve hedefsiz yetkili konfederasyon ayıbından da kurtulmasıyla mümkündür.

4- Kamu görevlilerimiz ve sağlık çalışanlarımız; maaş ve ücretlerinde yapılacak artışların yetkili sıfatıyla toplu pazarlık masasına oturan ve toplu sözleşme görüşmelerini yürüten yetersiz konfederasyon/sendikanın iş bilmez, yol bulmaz pazarlığıyla değil TÜİK’in enflasyon hesabıyla belirlendiği gerçeğini bir kez daha yaşıyorlar.  Enflasyon farkının, maaş artışına değil gelir azalışına neden olduğunu anla(ta)mayan konfederasyon ve sendikanın verdiği zararı tazmin, elde edemediği yararı temin sorumluluğu an itibariyle Hükümetin uhdesindedir.

5- Yeni Sendika olarak özelde sağlık emekçilerinin genelinde kamu görevlilerinin mali açıdan mağdur, ekonomik açıdan yoksul, beklentilerinin karşılanması bakımından mahrum olma halinin sona erdirilmesini elzem görüyoruz. Bu noktada,  asli ve mutlak sorumluluğun siyasi iradede, kamu işvereninde ve her ikisini birden üzerinde taşıyan Hükümette olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.

Enflasyonla mücadeleye destek olmak ile enflasyonla mücadelenin bedelini ödemek arasına sıkıştırılmış kamu görevlileri garabetine son verilmesi gerekiyor. Kamu görevlileri enflasyonunu sorumlusu olmadıkları gibi mağduru da olmamalıdır. Kamu görevlileri yetkili yetersiz konfederasyonun dirayetsizliğinin ya da Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun adaletsizliğinin veya Kamu İşveren Heyeti’nin basiretsizliğinin faturasını ödemekle yükümlü olmaktan kurtarılmalıdır.

Bu çerçevede, TÜİK’in enflasyon verileri ile piyasa gerçekleri arasındaki bilinçli taksir hükmündeki farklılığın TÜİK’e dair ürettiği “güven yok edicilik” durumunu, yetkili sıfatının gereklerini yerine getirmekten ve kamu görevlilerinin geçim sıkıntısını görmekten aciz konfederasyonun/sendikaların kamu görevlilerine verdiği zararı giderme sorumluluğunu da dikkate alarak Hükümet;

a) 7. Dönem toplu Sözleşme sürecinde kamu görevlilerinin maaş ve gelir kayıplarını belirlemeli ve tazmin etmek amacıyla da  “enflasyon tazminatı” başlığıyla kamu görevlilerine bordrolarına yeni bir maaş kalemi eklemek,

b) Kamu görevlilerinin 2025 yılının ikinci altı aylık döneminde enflasyon kaynaklı mağduriyet yaşamasını da engelleyecek şekilde en düşük devlet memuru aylığının %15’ine denk tutarda ve 1 Temmuz’dan geçerli “seyyanen zam” ile maaş hesabına esas katsayıları %15 artırmak suretiyle  1 Ocak 2025’ten geçerli “refah payı”  şeklinde iki ayrı başlıktaki ilave zam yapmak,

c) Kamu görevlisi emeklilerinin maaşlarının düşüklüğünü ve emekli olma halinde yaşanan yüksek gelir kaybını da dikkate alarak, kamu görevlileri maaşlarına yansıtılan ilave ödemenin herhangi bir eksiltme yapılmaksızın kamu görevlisi emeklilerinin maaşlarına da yansıtmak

ç)  2025 Temmuz ayından geçerli olacak şekilde kamu görevlilerinin ve kamu görevlisi emeklilerinin maaşlarına yönelik aylık güncelleme uygulamasını (eşel mobil sistemini) hayata geçirmek,

d) Sağlık hizmeti sunan kamu görevlilerinin maaş ve ücretlerine yönelik yönetsel düzenlemeler kaynaklı sorunları gidermek, ek ödeme, icap ve nöbet ücreti ile performans/teşvik ödeme oran ve tutarlarını yükseltmek,

e) Gelir vergisi matrah ve oranları kaynaklı maaş/gelir kayıplarını telafi etmek, vergide ve gelir dağılımında adaleti tesis etmek amacıyla emek gelirlerinde; en düşük memur maaşı kadar tutarı vergiden istisna tutmak, vergi oranını %15’de sabitlemek

şeklindeki kararları, yönetsel ve yasal düzenlemeleri ivedilikle gerçekleştirmelidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir